Yıllarca onca sevdiklerim olmasına ve dahası sevdiklerim arasında Allah'ın sevgili kulları olmasına rağmen Allah için sevmenin ne demek olduğunu bilen biri değildim... Elbette ki Allah'ın sevdiklerini sevmeye, sevmediklerinden de nefret etmeye ömrümü adayabilirdim. Ama gel gör ki birbirini Allah için sevmenin ne demek olduğunu bilmiyordum. Bu gerek ama nasıl? Peygamberlerin Fatih'lerin sevilmesi kolaydır da uzakta tanımadığın bilmediğin kendi halinde ümmetten bir adam nasıl sevilir ki? İtiraf etmeliyim sadece sevmem gerektiğine inandığım için sevdiğimi söylüyordum. Aslında kötü bir insan olduğum söylenmez ama hesapçı olduğumdan belki. Tanımadığım bilmediğim birini nasıl sevecektim ki muhayyilem almıyordu işte. Bir yerlere bir şeyleri oturtmaya alıştığımdan ya da her şeyi bir sebebe dayandırmak istediğimden. Mantıkçı bir handikabın içinde olduğumdan ya da. Bilmiyorum. Farkında bile değildim ama halim Hak söz sahibinin değerlendirmesine göre yamandı. Yani 'iman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız' hakikatine göre hayatım, ebediyetim tehlike altındaymış. Tam da halimden bi haber ellerim cebimde sakin sakin yürürken, Furkan adı üzerinde geldi ve doğruyu ve yanlışı ayırdı benden ve ayırmakla da kalmadı kendisine gıpta edilen bir sevgi de tanımadan bilmeden Allah için sevmek nasılmış öğretti. Gazze’yi kurtarmaya gitmişti de iman kurtarmaya geleceğini düşünmüş müdür? Ve Şehitlik aslında tevhit mücadelesinin ta kendisi değil midir? Allah şefaatlerine nail ve layık eylesin. Asuman Ş. 27.05.2011 |